Hayali kahramanım Mathilda!

4 yıl önce..

4 yıl önce hiç beklemediğim anda ortaya çıktı Mathilda. Bakıp göremediğimiz şeylerden biriydi benim için fakat şimdi yazdığım şiirlere isim olan biri oldu. Sarı saçlı, yeşil desem değil mavi desem değil göz rengine sahip, ortalama çok uzun olmayan boya ve onu aşırı zayıf yapmayacak bir kiloya sahip. Size dış görünüşünü böyle anlatabilsem de kişiliğini anlatabilmem mümkün mü bilmiyorum. 

Sen kimsin Mathilda? 

Bazı şeylerin değer kazanabilmesi nüansa bağlıdır. Biri sizin için ağzıyla kuş tutsa dikkatinizi bile çekemeyebilir. Mathilda'nın beni dikkatimi çekmesi tek bir gülüşle olmuştu. Çok fazla insanlara dikkat eden daha doğrusu umursayan bir insan değildim ve hiç bir zaman bir kız kardeşim olmamıştı. Bana insanların gözlerindeki parıltıyı ve tebessümlerinde ki acıyı fark etmemi sağlayan kişiydi Mathilda. Basit bir gülücükle titremiştim. 

Dolu dolu 4 yıl! 

Mathilda ile 4 yıl vaktim vardı. Tamı tamına 4 yıl birlikte yaşadık. Şöyle garip bir durum var; Bir varlığa -bu bir nesne olabilir , bir insan olabilir veya  hayvan ya da güneşin gül kurusu batışı bile olabilir- değer verdiğiniz zaman daha az değer verdiğiniz şeyleri unutmaya başlıyorsunuz. Eğer unutmaya başladığınız şey kendiniz iseniz değer vermek obsesifliğe dönüşüyor. Mathilda hayatımda tanıdığım en egolu ve güvensiz bir deneyim oldu benim için. 

Değer verdiğiniz varlıkların eksiklerini gidermeye çalışırsınız.

Bu tamamen annelik iç güdüsüdür. Annelik cinsiyet önemsemeyen bir reflekstir ve sahip olmak için bir yavruya ihtiyacınız yoktur. Benim Mathilda'ya beslediğin değer daha doğrusu  duyduğum obsesiflik ona karşı annelik duygusunu devreye sokmuştu. Bu nasıl oldu? Bir karakteri ne kadar çok tanırsanız o kadar çok kusur görürsünüz. Mathilda kusur dolu bir karakterdi benim için. Güvensizdi onun güvenini kazandım , sevgisizdi duvarlar örmüştü kendine o duvarları kırdım , kendine karıncanın yükü kadar güveni yoktu o güveni toplamasını sağladım. 

Nasıl?

Onun güveni , sevgisi , duvarları her şeyi çok önemliydi benim için ve 'ben' o kadar da önemli değildim. Bir Ferhat'ın dağları delerken bulduğu gücü bende bulmuştum ve Mathilda'nın duvarlarını delerken ellerimde oluşan nasırları hiç görmemiş, onun yükünü azaltırken ondan alıp kendime yüklediğimi fark etmemiştim. 

Peki sonra? 

... 

Yorumlar

Popüler Yayınlar