Her şeyin fazlası zarar, sevginin bile!

Sonra şöyle oldu ,

Kendime ördüğüm duvarların altında ezilmeye başlamıştım. Yok oluyordum Mathilda'nın varlığını sürdürmek için. Ama mutluydum. Saftım , salaktım ve eziliyordum belki de ama mutluydum. 
Bu ne zamana kadar sürdü?
Tamamen Mathilda'nın yok olması anlık bir şey değildi. Aşırı yavaş ilerleyen bir süreçti ve bazı şeylerin yanlış olduğunu anlamam istemeden başarılı olmamla başladı. 

Yani! 

Mathilda yaşasın diye kullandığım benliğimden hayatta olduğuma dair belirtiler çıktı. Edebiyatı oldum olası severdim ve kitapların bana en büyük etkilerinden biri de konuşabilmemi sağlamasıydı. Sadece sunumlarda konuşan biriyken artık belirli konular hakkında konuşma yapabiliyordum ve insanlar beni dinliyordu. Bir 'kişi' olarak. 

Mathilda bunu hiç sevmezdi. 

Üzerimdeki etkisi kendimi her fark ettiğim anda azalmaya başladı. Ben kendimi keşfettikçe o da bunu fark ediyordu. Tamam bazı şeyler belliydi edebiyat ve ingilizce günceldi her zaman benim için ama hayatımı bunların üzerine kurmaya karar vermem -kendi kararlarımı vermeye başlamam- Mathilda'yı kıskandırırdı. 
Beni asıl uyandıran, 
Başka bir hayali kahramandı. 

Bağımlılığı bırakmanın tek yolu başka bir şeye bağımlı olmak. 

Kendimin az çok farkında olan bir birey olarak Mathilda'ya veda ettim. Çok sancılı bir dönemdi ve veda ederken bile soru işareti vardı aklımda. Çünkü Mathilda benim birçok duyguyu aynı anda yaşadığım , ilham kaynağım ve dört yılım.

Var olup zarar vermesindense hiç olmaması daha iyi. 

Geçti gitti.
Yeni kahramanlar yaratmaya devam!

Yorumlar

Popüler Yayınlar