Romantik miyiz?

Romantizm bizde doğuştan var olan bir olgu.Ama bizden önce birileri sergilemiş bunu.

1800'lerde Avrupa'yı çalkalayan , müzikte , edebiyatta daha doğrusu hayatın her köşesiyle bir olduğunu anlatmışlar. İngiltere romantizmi kadında ve çocukta bulmuşken , Fransa sanata adamış ve Hugo romantizmle sanatın özgürlüğünü savunmuştur. 

Bizde,

Osmanlı Devleti'nde görülmüş ilk tohumları. Biraz uzun sürmüş gelmesi ilk örneklerini Tanzimat Fermanı'ndan sonra gelen Tanzimat edebiyatında , batıdan gördüklerimize göre başlamışız ve romantizme halkın dili derken klasisizme soylular ağzı takmışız.  Benim en sevdiklerimden , örnek aldığım romantiklerden biri olan Namık Kemal,  İntibah'ı  Kamelyalı Kadın'ın ; Vatan Yahut Silistre'si de Romeo ve Juliet'ten uyarlamadır. 

 Anavatanı Fransa'dır.

Fransa'da doğan bir akımdır romantizm. Baş kaldırmadır klasik edebiyat akımına, büyümesinde ki  en büyük etki Victor Hugo ile olmuştur. Hugo'nun romantizmdeki tanısı ' İnsanın yaratma özgürlüğü önündeki her şeye aykırı bir tutumdurç' olmuştur.

Beethoven çok romantik!

Müziğe de oldukça işleyen romantizmin en büyük parçalarından biridir Beethoven. Bize gelince de, bizim tarihimizde bol bol kahramanlık vardır bu yüzden şamanların  ve baksıların davul eşliğinde destan anlatışı duyulmuştur çok uzun bir süre. Ve bizde romantizm kadına ya da doğadan daha baskın olarak İlah'a yazılmış şarkılar vardır. Yaratıcıya aşk duyulur , şiirler haline getirilir ve bir ezgi de söylenirlermiş.

Yani romantizm , kadınları ya da erkekleri şımartma , ego kasma aracı mıdır? İlahlara duyulan aşkı anlatırken kullanılan romantizm nasıl bu noktaya gelmiş olabilir? 

Victor Hugo - Sefiller roman özeti yakında gelecek!