Tabii Ki - BÖLÜM 9 Karanlığında aklaştım

Her arada yan yana geliyorlar, derslerde en ufak detayda bile birbirlerine bakıp gülüşüyorlardı.
Mathilda yalnız biri değildi, asosyal ise hiç değildi. Onunda arkadaşları ve en yakın arkadaşı vardı okulun ilk günü tanışıp devam ettiği. Silvia ise hiç kimseydi.
Noah gitmişti, sınıfın çoğu Silvia'dan hoşlanmıyor hatta nefret ediyordu.
Olay böyle olunca Silvia her zaman yanında olacaklarını bildiği dostlarına döndü, kitaplara.
Dersleri başarıyı temsil etmese de Silvia'nin dersleri ortalamaydı. Düzenli ders çalışmaz ya da verilen görevleri bile çoğu zaman teslim tarihinde getirmez, getirse bile teslim gününde yapardı. Hiçbir işini baştan savmazdı ama dakik olduğu da söylenemezdi. Hatta Mathilda'nın en çok dikkatini çeken şeylerden biri Silvia'nın evi çok yakın olmasına rağmen ilk derse hep geç kalırdı. Deli Daisy, Silvia'nın bu durumuna kafa takmış bile olsa Silvia bu konuda değişmezdi ve 200 metrelik bir mesafede bu kadar geç kalacak ne yaptığını Mathilda hep merak ederdi. Bu merakı ilerleyen yıllarda Mathilda'nın Silvia'nın evine gidip o yolu kendi yürümesi ile açığa kavuşacaktı.
Silvia o zaman yunan mitolojisine kafayı takmıştı ve onunla ilgili bir kitap okuyordu. Yıllar sonra edebiyat öğrencisi olacak Mathilda da kitaplara aşırı düşkündü ve gel gelelim en yakın arkadaşım diyebileceği kız, yazılacak en basit hikayelere bile karakter olmaya değmeyecek bir insandı yani adı lazım değil, edebiyatla ilgilenmiyor ve Mathilda'nın aklında sorular yaratıyordu.
Özellikle öğle aralarında Silvia artık daha çok Mathilda'nın yanına gidiyor ve yanındaki kızla ne kadar çok çabalasa da ortak bir muhabbet kuramıyordu. O kız Mathilda'nın en yakın arkadaşı olmaya layık değildi. Oyunlarla, kitaplarla, kültürle, eğlenceyle ilgilenmiyor ve hiçbir zaman Mathilda "Hadi gidelim!" dediği zaman hiç düşünmeden çekip gidebilecek cesarete sahip değildi. Silvia'nın kendine tehdit olduğunu biliyordu ve bu yüzden sürekli onu dışlamaya çalışıyordu. Fakat o kızın hesaba katmadığı bir şey vardı, etrafınız sarılmışsa kapıları kitlemenin bir anlamı kalmaz.
Mathilda da çocuk değildi Silvia da. Birbirlerinin yanında duyduğu haz, birkaç kötü yorumla bozulacak değildi. Hem laf başka bir lafı açıyor, Mathilda Silvia'nın ve Silvia'dan Mayhilda'nın ağzından çıkacak kelimeleri özenle dinliyor ve hevesle bir sonraki kelimeleri bekliyordu. Yine de Mathilda'nın seçim yapmasını sağlamak gerekiyordu açıkçası seçim yapmaya zorlayacak bir olay çok uzun bir süre olmadı.
Günler geçiyordu evet hemde çok hızlı bir şekilde. Silvia sanki bir gün biteceğini hissedermiş gibi Mathilda ile geçen günlerinin biraz da olsa yavaşlamasını ve daha çok vaktinin olmasını diliyordu.
Diliyordu evet ama zaman Mathilda'yı yanına almış uzaklaşıyordu..
"Seni özlüyorum Mathilda, hemde çok."
Yorumlar
Yorum Gönder