Cinderella Man! Külkedisi Adam!

Hey hey hey


Film yorumlamayalı çok uzun bir zaman olmuştu ve bu blogda İngiliz tarihi dışında izlediğim filmleri paylaşmamayı düşünüyordum ama gerçekten hoşuma giden filmleri paylaşmaya karar verdim.


Cinderella Man, Külkedisi Adam


Gerçek bir adamdan ve gerçek bir hayat hikayesinden bahsediyoruz.

Öncelikle benim İngiliz tarihi ile birlikte öğrendiğim önemli dönemlerden birisi Almanya ve Fransa'nında girdiği ekonomik krizin baş  gösterdiği hatta zenginin tam zengin, fakirin ise açlıktan öldüğü bir dönemde geçiyor. 

Adamımız James J. maalesef fakir olan kesimden 3 çocuk babası ve çok güzel bir hanımın da eşi oluyor.
Para kazanmak için ringlere çıkıp elinden geleni yapıyor ve maç başına kazandığı para ile evini geçindirmeye çalışıyor.



Şimdi size hayatımın minik bir dönemini anlatayım.
Ben liseye yeni başlamışken, kendimi savunmayı ve başkalarına saldırmayı öğrenmek için kick boksa gittim. Film normal boks yani tekme hiçbir şekilde kullanılmıyor ama daha önce kursta çok dayak yemiş biri olarak izlediğim her boks maçının ne kadar can yaktığını oyuncular kadar hissettim. Ben tabii ki ringe çıkıp ailemi geçindirmek için kavga etmiyordum ama doğru atılmış bir tekmenin ya da yumruğun ne kadar acıtabileceğini biliyorum.Filmin aurası ve oyuncuların mükemmel oyunculuğu da canımı daha çok yaktı neredeyse. 



Her neyse.


O dönem, benim özellikle dikkatimi çeken bir dönem olduğu için filmde dönemin etkilerini çok aradım. Mesela, açlıktan çoluk çocuk ne yapıyordu, toplumun psikolojisi nasıldı ya da zenginlerin tavırları nasıldı gibi birçok soru beliriyordu kafamda izlerken. Eşi dikiş işiyle bile uğraşsa, çocukların hastalıktan ölecek duruma geldiğini ya da zenginlerin çıkarları uğruna, insanlar ne durumda olursa olsun bozuk para gibi harcayabileceklerini bana film çok güzel gösterdi. Yani bütün sorularımın cevabını aldım diyebilirim.

Filmde bana çok dokunan bir kısım vardı.
Birkaç maçta başarılı olmuş boksör James röportaja alınır ve nasıl bu kadar başarılı olduğu, nelerin değiştiği vs. gibi sorular sorulur.

Sorulardan bir tanesi ne uğruna savaştığı ile ilgili. (02:08'de bahsettiğim cümle geçiyor ama ben size tam diyaloğu çevireyim yine de.)

James- ..I know what I'm fighting for.
(Ne için kavga ettiğimi biliyorum.)
Interviewer- Yeah? What's that, Jimmy?
(Öyle mi, ne içinmiş Jimmy?)
James- Milk.
(Süt için.)


Bundan sonra eşine yöneltilen soru işe şu;
Eşinizin sıradaki rakibinin şimdiye kadar 2 adam öldürmüş olmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Düşünsenize, bir sonraki maçınızda döve döve 2 adam öldürmüş biri çıkacak karşınıza ve etrafınızdaki herkes vazgeçmenizi hatta buna değmeyeceğini söylüyor ama siz yine de bütün kararlılığınızla ringe çıkıyorsunuz. Süt için.

Maddi olarak hiç sıkıntı yaşamamış, görmemiş biri iseniz bu durumu anlamanız çok zor keza tok açın halinden gerçekten anlamıyor. Fakat istatistiğe dökersek yaşamamış olma ihtimaliniz çok düşük, o yüzden anlarsınız. Hele bir de anne babaysanız size daha çok dokunacaktır film. Sonuçta diğer çocuklarını beslemek için küçük kızına bir dilim daha salam vermeyen, vermemek zorunda kalan fakir bir anneyi izleyeceksiniz. 

Hayatınızda açlığı içesine yaşadıysanız, süt uğruna ringe çıkıp saatlerce dayak yemeyi göze alabiliyorsunuz.

Ayrıca 'Süt için.' cevabı dönemi de çok iyi anlatmıyor mu sizce de? İnsanların para için, yemek için neler yapabileceğini çok iyi gözler önüne serdiğini düşünüyorum.

Russel Crowe'un ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu ya da filmin ImDb puanının 8/10 olduğunu da söyleyip yavaş yavaş yayını bitirmek istiyorum.

Ben çok beğendim ve biraz geç izlediğimin farkındayım ama benim gibi geç kalanlar varsa kesinlikle izlemelerini tavsiye ediyorum.





Bu arada! Bloğuma bir Instagram hesabı açtım ve orada sürekli aktifim. Benimle iletimişe geçmek için "edebiyatciolarak" Instagram hesabını kullanabilirsiniz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar