Güneş'e çok yaklaşma!
Kendi elimle yaktığım odunları.
Tutkuyla yakınca elinin yandığını hissetmiyor insan.
Keza sonradan çıkıyor acısı.
İnsan geriye dönüp baktığında
Ağzındaki lokması yüreğine taş gibi
Göğden yere inen can gibi
Ağırlaştıkça ağırlaşıyor.
Cayır cayır yanarken hissettiği sevgiyi,
İnsan, durgun sularda bulamıyor.
Sonrası zaten kerim, kimse anlamıyor
Ateşin sönse bile içindeki yangın bitmiyor.
Yanığın acısı çok uzun sürüyor.
Eline geçen ilk soğuğu basıyorsun yarana
O gidince bir de onun yokluğu yükleniyor
Sıcakla soğuğun acısı fazla gelir alışık olmayana.
Elin yanar kolunla birlikte,
Yine de harlarsın ateşi mümkün olduğu kadar.
Sen yandığının farkında olduğun halde
Bir başkası söndürmeye çabalar.
Elin kolun yanamayacak hale gelince
Son kozunu oynarsın, vazgeçersin artık.
Kıyarsın elindeki biricik yüreğine
Ateşe atarsın kendi elinle.
Ateş diner, yangın söner geriye döndüğünde.
Sen yanmaya devam edersin.
Öyle bir acıdır ki bu
İyi ki yanmışım dersin.
Sakinlik keza öyle değildir,
Çıldırtır seni, alışamazsın.
Sen yanmaya, kendini yakmaya alışmışsın.
Sakin sularda yüzemezsin.
Fakat geçer, merak etme, her şey gibi.
Zaman gibi su gibi akıp gider.
Ne yangını kalır, ne ateşi.
Kalırsa sana kalır o yanığın izi.
Yorumlar
Yorum Gönder